Hakan, Can, Ali, Deniz - 25 Kasım 2009
"Ali (Damat) müzik yapıyor" Deniz HASIRCI (Gelin)
Canlı Cansız Hayalet Sürücüler'in bir süre kısıtlaması olmadığı halde 18 hafta ve 17 program boyunca ben kendime en fazla 72-73 dakika dayanabilmiştim. Bu haftaki program ise 95 dakika sürdü. Dile kolay, tam 95 dakika!... Üstelik önceki gece motoru yüz korumasız bir biçimde (ama asla kasksız değil) siste ve rüzgarda kullandığım için hafif bir kırgınlıkla çıkmıştım bu yayına. Peki ne oldu da bu kadar yayında kaldık derseniz, çünkü Ali İnceoğlu gibi çok profesyonel ve çok candan bir konuk vardı karşımda. Onun sevgili eşi, benim sevgili meslektaşım ve arkadaşım Deniz Hasırcı da bizimle birlikte stüdyodaydı. Hakan Gök hocamızı yayın kanallarındaki teknik seviye bir türlü memnun etmediyse de herkesin çok eğlendiği ve anladığım kadarıyla dinleyenlerin de keyif aldığı 95 dakikalık bu program çıktı sonuçta. Herşey doğaçlama geliştiği için programda neler çaldığımızı, Ali'nin neler çalıp söylediğini şimdi tam olarak çıkaramıyorum. Reggae usulu Pink Floyd'dan, Ali'nin (artık samimi olduk tabi) canlı çalıp söylediği "To Love Somebody" ya da (bizim de Deniz'le "Raaaaaayd seeliy raaaaaaaaayd" şeklinde eşlik ettiğimiz) "Mustang Sally"'e, oradan da gene Ali'nin stüdyo kayıtlarına uzanan çok geniş bir liste olduğunu söyleyebilirim. Araya bir iki Sheryl Crow (ne muhteşem bir soyadıdır bu), hatta Warren Haynes ve Tom Waits bile sığdırdık. Birara kaptırıp Tom Waits'e Tommy falan dediğimi hatırlıyorum. Geçtiğimiz programlarda hiç fotoğraf çektirmememizin acısını çıkarırcasına da bir sürü fotoğraf çektirdik bu sefer.
Üzerimde Beşiktaş süveterinin olduğu o günün akşamında Beşiktaş Manchester'da Manchester United'i 1-0 yenerek tarihi bir galibiyete imza attı. Rüştü kalesinde devleşti. Ben de aynı gün içinde ikinci bir mutluluk yaşamış oldum Canlı Cansız Hayalet Sürücüler'in bir süre kısıtlaması olmadığı halde 18 hafta ve 17 program boyunca ben kendime en fazla 72-73 dakika dayanabilmiştim. Bu haftaki program ise 95 dakika sürdü. Dile kolay, tam 95 dakika!... Üstelik önceki gece motoru yüz korumasız bir biçimde (ama asla kasksız değil) siste ve rüzgarda kullandığım için hafif bir kırgınlıkla çıkmıştım bu yayına. Peki ne oldu da bu kadar yayında kaldık derseniz, çünkü Ali İnceoğlu gibi çok profesyonel ve çok candan bir konuk vardı karşımda. Onun sevgili eşi, benim sevgili meslektaşım ve arkadaşım Deniz Hasırcı da bizimle birlikte stüdyodaydı. Hakan Gök hocamızı yayın kanallarındaki teknik seviye bir türlü memnun etmediyse de herkesin çok eğlendiği ve anladığım kadarıyla dinleyenlerin de keyif aldığı 95 dakikalık bu program çıktı sonuçta. Herşey doğaçlama geliştiği için programda neler çaldığımızı, Ali'nin neler çalıp söylediğini şimdi tam olarak çıkaramıyorum. Reggae usulu Pink Floyd'dan, Ali'nin (artık samimi olduk tabi) canlı çalıp söylediği "To Love Somebody" ya da (bizim de Deniz'le "Raaaaaayd seeliy raaaaaaaaayd" şeklinde eşlik ettiğimiz) "Mustang Sally"'e, oradan da gene Ali'nin stüdyo kayıtlarına uzanan çok geniş bir liste olduğunu söyleyebilirim. Araya bir iki Sheryl Crow (ne muhteşem bir soyadıdır bu), hatta Warren Haynes ve Tom Waits bile sığdırdık. Birara kaptırıp Tom Waits'e Tommy falan dediğimi hatırlıyorum. Geçtiğimiz programlarda hiç fotoğraf çektirmememizin acısını çıkarırcasına da bir sürü fotoğraf çektirdik bu sefer.
Fotoğraflar: Deniz Hasırcı, Hakan Gök, Rana Kuddaş