Will wash away our fears
W. HAYNES
Ömer Er haftaya geleceğini bildirince kaldık Charles Bukowski ile başbaşa. Allahtan Hakan Gök İtalya'dan dönmüştü ve program boyunca çatlak çatlak şarkı söyleyip, şiir okuyan ya da anons yapan benim gibi, Charles Bukowski gibi, Tom Waits gibi seslere tahammül edebildi. Bu arada kesinlikle emin olduğumuz şey dinleyici sayımızın artmış olması. Hem program sonundaki sohbetlerden, hem de bizi isteyip de dinleyemediğini söyleyen dostlardan dinlendiğimizi anlıyoruz (dinleyici sayısı belli bir sayının üstüne çıkınca program dinlenemiyor). Hakan hocanin karanlık hatta kasvetli diyebileceğimiz program atmosferinin etkisiyle stüdyoya da loş bir hava katması bu programın unutulmaz anlarındandı. Son iki programda genel çizgimizin oldukça dışına çıkıp denizlere ve edebiyata daldık. Programlar Ege kıyılarına ya da ölü şairlerin şiir okumalarına dek uzandı. Farklı tepkiler alıyoruz bu duruma dair. Haftaya çok sevgili dostlarımızla evlenen müzisyen damatları sorguya çektiğimiz stüdyoda Ömer Er'i ağırlayacağız ve kendisiyle detone bir dünyada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu konuşacağız ve de kendi bestelerini dinleyeceğiz. Listemiz (aşağı yukarı) şöyle oluştu bu hafta
* Motorumuz + Jeneriğimiz 'Ghost Riders In The Sky - SPIDERBAIT'
* The Revolution - Nina SIMONE
* About to Rage - GOV'T MULE
* A Little Atomic Bomb - Charles BUKOWSKI
* Nirvana (Charles Bukowski) - Tom WAITS
* Şiirler - Charles BUKOWSKI
* All The World Is Green - Tom WAITS
* Şiirler - Charles BUKOWSKI
* Get Behind the Mule - Tom WAITS
* Beautifully Broken - GOV'T MULE
* When I Find My Life - Marianne FAITHFULL
* Ghost Riders In The Sky - SPIDERBAIT
THE PLEASURES OF THE DAMNED
-----------------------------------------------------------------------------------
* The mysterious 7th program
* Hope Ömer Er (3rd of our musician grooms) will join ghosts and we'll listen to the amazing slippers story
* Tom Waits singing(!) Bukowski and Bukowski reading Bukowski
* Missed mules
* 'A Perfect Stranger's always been more than an angel for us
* Is 'Bad Luck Blue Eyes Goodbye' good blues?
a little atomic bomb
o, just give me a little atomic bomb
not too much
just a little
enough to kill a horse in the street
but there aren't any horses in the street
well, enough to knock the flowers from a bowl
but ı don't see any
flowers in a
bowl
enough then
to frighten my love
but ı don't have any
love
well
give me an atomic bomb then
to scrub in my bathtub
like a dirty and lovable child
(ı've got a bathtub)
just a little atomic bomb, general,
with pugnose
pink ears
smelling like underclothes in
july
do you think ı'm crazy?
ı think you're crazy
too
so the way you think:
send me one before somebody else
does.
küçük bir atom bombası
ah, küçük bir atom bombası verin bana
fazla büyük olmasın
küçücük
sokakta gezinen bir atı öldürmeye yetecek kadar
ama hiç at yok ki sokakta
öyleyse, saksıdaki çiçekleri uçurmaya yetecek kadar
ama hiç çiçek yok
görmüyorum
saksıda
aşkımı korkutmaya
yetecek kadar
öyleyse,
ama aşkım yok ki
kirli ve sevimli bir çocuğu yıkar gibi
küvetimde yıkayabileceğim
bir atom bombası
verin bana
öyleyse
(küvetim var)
düğme burunlu
pembe kulaklı
temmuz ayında
iç çamaşırı gibi kokan
bir atom bombası, general
aklımı kaçırdığımı mı düşünüyorsunuz?
düşüncelerinize bakarak
ben de sizin aklınızı kaçırdığınızı
düşünüyorum:
başkası yollamadan
siz yollayın bir tane.
charles bukowski(1920-1994)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder